Mapocho Irmağı’na Kış Gazeli

 

Ah, evet, sürekli kar,

ah, evet, titreyerek açılmış kar çiçeği,

Kuzey’in göz kapağı, donmuş küçük şimşek,

kim, kim çağırdı seni bu kül grisi vadiye,

kim, kim sürükledi seni kartalın doruklarından

berrak dalgalarının anayurdumun

korkunç paçavralarına değdiği buraya?

Irmak, neden taşıyorsun

soğuk ve gizli suyu,

taşların katı şafağının

ulaşılmaz katedrallerinde sakladığı suyu,

halkımın yaralı ayaklarına?

Geri dön, geri dön kardan leğenine, acı ırmak,

geri dön, geri dön yayılmış ayazına,

indir gümüş beyazı kökünü o gizli kaynağına

ya da at aşağı kendini ve gözyaşsız bir denizde püskürtül!

Mapocho, ey ırmak, gece geldiğinde

ve uyuduğunda karanlık, devrilmiş bir heykel gibi

kara bir çıkınla altında köprülerinin

soğuk ve açlığın iki muazzam kartal gibi

taciz ettiği başlar, ey ırmak,

ey taştan doğmuş katı ırmak,

niçin yükseliyorsun o zaman bir canavar hayalet gibi

ya da yeni bir yıldız haçı unutulmuşlar için?

Hayır, senin zorlu külün akıyor şimdi

siyah suda akıtılmış gözyaşı yanında,

acımasız rüzgârın demirden yapraklar altında

titrettiği parçalanmış giysi kollarının yanında.

Mapocho, ey ırmak, nereye sürüklüyorsan

sonsuzca yaralanmış tüyünü buzun,

senin kül grisi kıyında

o yaban çiçek her dem açacak, bitlerin ısırarak ufaladığı,

ve soğuktan dillerin çirkinleştirecek

çıplak anayurdumun yanaklarını.

Ey, izin verme böyle olmasına,

ey, izin verme, bırak kara köpüğünden bir damla

sıçrasın batağından ateşin çiçeğine

ve hızlandırsın insanın tohumunu!

 

 

[“Evrensel Şarkı”nın yedinci bölümü “Şili’nin Evrensel Şarkısı”ndan]

 

Pablo Neruda (1904-1973)

Çeviren: İsmail Haydar Aksoy