Savaşan İyilik

 

Fakat caddelerde almamıştım ben bu ölü iyiliği,

geri çevirdim onun irinli su-kemerlerini

ve dokunmadım onun kirli denizine.

 

İyi olanı bir metal gibi çıkardım, kazdım

harap gözlerin arkasından,

ve kaldırılmış kılıçlar arasında doğmuş yüreğim

yaralar arasında büyüdü.

Hakir görerek çıkmadım ortaya, fırlatmadım

toprağı ve bıçağı insanlar arasına.

Hakaret ya da zehir dağıtmak değildi

benim işim.

Buz soğuğu kırbaçlar derisini ütülesin diye

silahsız olanı zincirlere vurmadım ben,

eldivenli ellerimle pusuda

beklemedim ben düşmanımı alanda:

Yalnızca köklerimle büyüdüm ben,

ve toprakla,

fidanımın büyümesine izin vermişti,

saklanmış solucanları ifşa etmişti toprak.

 

Pazartesi ısırmaya geldi beni,

ve bazı yapraklar verdi bana.

Salı küçümsemeye gelmişti beni,

ve ben uyumaya devam etmiştim.

Sonrasında Çarşamba kızgın dişleriyle geldi.

Kökler oluştursun diye gitmesine izin verdim,

ve dikenli ve kepekli

zehirli siyah bir mızrakla geldiğinde Perşembe,

bekliyordum onu şiirimin ortasında

ve bir üzüm salkımıyla yardım onu dolunay altında.

 

Gel haydi ve bu kılıçta parçalan!

 

Gel haydi ve uzmanlık alanımda parçalan!

 

Gel haydi sarı ordularınla

ya da kükürt kokan hevenklerinle!

 

Gölgeleri tüketeceksiniz ve çanların kanı

şarkımın yedi kumulu altında.

 

[“Evrensel Şarkı”nın on beşinci bölümü “Ben”den]

 

Pablo Neruda (1904-1973)

Çeviren: İsmail Haydar Aksoy